Dijital Dünyada Felaket Kaydırmasının Etkileri ve Çözümleri
Sosyal medya ve haber platformları, günümüz dijital çağının vazgeçilmez parçası haline geldi. Ancak, özellikle kriz zamanlarında, sürekli olarak olumsuz haberlerle karşılaşmak bazı alışkanlıkların oluşmasına yol açabiliyor. İşte bu durum, "doomscrolling" ya da Türkçeye çevirdiğimizde "felaket kaydırması" olarak adlandırılıyor. Bu yazıda, doomscrolling nedir, neden ortaya çıkar ve kişisel sağlığımız üzerindeki etkileri nelerdir, bunları inceleyeceğiz.
Doomscrolling Nedir?
Doomscrolling, sosyal medya ya da haber sitelerinde sürekli olarak olumsuz, kaygı verici ve moral bozucu içeriklere dalıp gitme davranışını ifade eder. Bu alışkanlık, özellikle pandemi, doğal afetler veya siyasi krizler gibi belirsizlik dönemlerinde yoğunlaşır. Ülkemizde bu dönemlerin veya felaketlerin çok sıklıkla olduğunu düşününce, bu konuda çok muzdarip olduğumuzu söylemek yanlış olmaz sanırım. Kullanıcılar, kötü haberlerin akışını durduramamanın verdiği merak ve endişe ile saatlerce ekrana bakmaya devam ederler. (Bolu Otel Yangını / 6 Şubat Depremi / Santorini yanardağı sismik hareketlilik gibi)
Neden Doomscrolling Yapıyoruz?
- Bilgi Açlığı: Özellikle kriz zamanlarında, insanların sürekli olarak güncel ve doğru bilgiye ulaşma isteği yoğunlaşır. Ulusal kanalların verdiği bilgiye tam olarak güvenemeyen insanlar doğru bilgi için sosyal medya platformlarına akın ederler.
- Algılanan Güvensizlik: Medyada yer alan dramatik ve abartılı haberler, gelecekle ilgili kaygıları tetikleyebilir; bu da, sürekli kontrol etme ihtiyacı doğurur.
- Algı Yanılgıları: Bir haberin devamı ya da detaylarını merak etme, kişilerin sürekli kaydırma yapmasına neden olur.
- Dijital Bağımlılık: Modern teknoloji, sürekli bildirimlerle kullanıcıyı ekrana çekmeye yönelik tasarlandığından, kullanıcılar farkında olmadan bu alışkanlığa kapılabilir.
Doomscrolling'in Etkileri
- Zihinsel Sağlık Üzerindeki Etkiler: Sürekli olumsuz haberlerle karşılaşmak, stres, anksiyete ve depresyon riskini artırabilir. Beyin, sürekli negatif uyaranlara maruz kaldığında, kaygı düzeyi yükselir ve bu durum, ruhsal yorgunluğa yol açabilir.
- Fiziksel Sağlık Üzerindeki Etkiler: Uzun süre ekrana bakmanın, uyku düzeninde bozulmalara, baş ağrılarına ve göz yorgunluğuna neden olduğu bilinmektedir. Ayrıca, hareketsiz kalmanın beraberinde getirdiği fiziksel rahatsızlıklar da gündeme gelebilir.
- Sosyal Yaşam Üzerindeki Etkiler: Dijital platformlarda geçirilen uzun saatler, gerçek sosyal etkileşimlerin azalmasına ve izolasyon hissine neden olabilir. Bu durum, ilişkilerde zayıflamalara yol açabilir.
Doomscrolling ile Nasıl Başa Çıkılır?
- Zaman Sınırları Belirleyin: Gün içerisinde sosyal medya ve haber sitelerinde geçirdiğiniz süreyi sınırlamak, bu alışkanlığı kontrol altına almanıza yardımcı olabilir. Telefonunuzda ekran süresi takip uygulamaları kullanabilirsiniz. Kullandığınız sosyal medya platformunda “hassas içeriği gösterme” seçeneğini aktif hale getirebilirsiniz.
- Olumlu İçeriklere Yönelin: Günlük rutininize, ilham veren, motive eden veya eğitici içerikleri dahil etmek, zihinsel sağlığınızı destekler. Bu sayede, negatif haberlerin etkisini dengeleyebilirsiniz.
- Dijital Detoks Yapın: Belirli aralıklarla, sosyal medyadan uzak kalmak ve dijital detoks yapmak; zihninizi yenilemenize ve daha sağlıklı alışkanlıklar geliştirmenize katkı sağlar.
- Farkındalık Egzersizleri Uygulayın: Meditasyon, derin nefes alma teknikleri veya günlük tutma gibi farkındalık uygulamaları, stres seviyenizi düşürerek olumsuz içeriklere maruz kalmanın etkisini azaltabilir.
- Kaynaklarınızı Çeşitlendirin: Sadece dijital medyaya odaklanmak yerine, kitaplar, podcast’ler veya doğa yürüyüşleri gibi alternatif bilgi kaynaklarına yönelebilirsiniz.
Doomscrolling, dijital çağın beraberinde getirdiği yeni bir alışkanlık olarak karşımıza çıkıyor. Sürekli olarak olumsuz haber akışına maruz kalmak, hem zihinsel hem de fiziksel sağlığımız üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Baş döndürücü bir hızla değişen ülke ve dünya gündemi, taraflı ve bağımsız olmayan medya kuruluşları ve kriz durumlarda gelen yayın yasakları bizi sosyal medyaya muhtaç hale getirebiliyor. Ancak, bilinçli adımlar atarak ve dijital alışkanlıklarımızı yeniden düzenleyerek, bu olumsuz alışkanlığın etkilerini azaltmak mümkün. Unutmayın; dijital dünyada kontrolü ele almak, sağlıklı bir yaşamın anahtarıdır.